top of page
pexels-pavel-danilyuk-8112201.jpg

İsim Değiştirme Davası

  • Yazarın fotoğrafı: Sarıkaya HUKUK BÜROSU
    Sarıkaya HUKUK BÜROSU
  • 12 May 2024
  • 2 dakikada okunur

İsim değişikliği davası, bir kişinin kimliğini tanımlayan ve diğerlerinden ayıran önemli bir araç olan ismin değişmesiyle ilgili bir konudur. Herkesin bir adı olması ve bu adın nüfus kayıtlarına geçirilmesi yasal bir zorunluluktur. Ayrıca, herkesin adı, toplumda kamu düzeninin sağlanması açısından önemlidir.



Kişinin adı, kimliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve herkes, kişiliğinin bir parçası olan adını özgürce seçme hakkına sahiptir. Ancak, isim değişikliği toplumsal karmaşa ve güvensizliğe neden olabileceğinden, isim değişikliği davası, ismin sabit kalması ilkesine dayanır. Ancak, kişi ile adı arasındaki sıkı bağ nedeniyle, haklı sebeplerle ismin değiştirilmesine izin verilmiştir. Medeni Kanun'un 27. maddesi, ismin değiştirilmesini, ancak haklı nedenlere dayanarak hakimden istenebileceğini öngörmektedir. İsim değişikliği talebinde bulunan kişinin kişiliği, sosyal statüsü ve aile ilişkileri göz önünde bulundurularak hakim tarafından değerlendirilmelidir.



İSİM DEĞİŞİKLİĞİ NASIL YAPILIR?

Medeni Kanun'un 27. maddesi gereği, adın değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanarak hakimden istenebilir. Ad değişikliği yapıldığında, bu değişiklik nüfus siciline kaydedilir ve ilan edilir. Ancak, hangi durumların haklı sebep olarak kabul edileceği kanunda belirtilmemiştir; bu nedenle hakim, her davada özel koşullara göre karar verir. Hakim, adın değiştirilmesine karar verirken, adın gülünç, çirkin, iğrenç veya ahlaka aykırı bir anlam taşıması gibi nedenleri göz önünde bulundurmalıdır.



GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

İsim değişikliği davasında görevli ve yetkili mahkeme, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesine göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davaları, düzeltmeyi isteyen kişilerle ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılması gerektiğini belirtmektedir. Dolayısıyla, adının değiştirilmesini isteyen kişi, ikametgâhının olduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesine dava açabilir.


Kişinin adı, sıkı sıkıya bağlı olduğu bir özelliktir ve bu değişim hakkı sadece isim sahibi tarafından kullanılabilir. Başka biri, bir kişinin adını değiştiremez. Örneğin, bir Yargıtay kararında, ölen birinin adının değiştirilmesi talebiyle açılan davanın reddedilmesi, aktif husumet ehliyetinin yokluğundan kaynaklanmıştır.


Bu tür davaların davalısı genellikle nüfus müdürlüğüdür. Yargıtay'ın verdiği kararlara göre, kişilerin adlarını değiştirmek için açtıkları davaların davalısı nüfus idaresi olarak kabul edilir. Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi gereği, nüfus idaresinin olmadığı durumlarda karar verilemez.


İsim değişikliği davasında, adını haklı nedenlere dayanarak değiştirmek isteyen kişi, bu nedenleri mahkemede ispatlamak zorundadır. Davacı, tanıklar veya iş arkadaşları ve sosyal çevresi tarafından farklı bir isimle tanındığını kanıtlayabilecek her türlü delili sunabilir. Örneğin, nüfus kaydında bulunan ismiyle tanınmayan bir kişi, sosyal medya hesapları veya tanıklar aracılığıyla bunu kanıtlayabilir.


İsim değişikliği davasında zaman sıkıntısı yoktur. Haklı nedenlere sahip olan herkes, istediği zaman dava açabilir. Medeni Kanun'un 27. maddesi gereği, adın değiştirilmesine karar verildiğinde, karar ulusal ve yerel gazetelerde ilan edilir. Bu, üçüncü kişiler için bağlayıcı bir hüküm doğurur.


Aynı şekilde, Medeni Kanun'un 27. maddesine göre, adın değiştirilmesinden zarar gören bir kişi, bu durumu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde değiştirme kararının iptali için dava açabilir. Bu nedenle, değişiklikten zarar gören kişi, bu değişikliğe itiraz edip dava açabilir.

 
 
 

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page