top of page
pexels-pavel-danilyuk-8112201.jpg

DEPREMZEDELER VATANDAŞLAR İÇİN MİRASÇILIK BELGESİ (VERASET İLAMI) ALINMASI

  • Yazarın fotoğrafı: Sarıkaya HUKUK BÜROSU
    Sarıkaya HUKUK BÜROSU
  • 20 Mar 2023
  • 3 dakikada okunur

Deprem sonucu ölüm meydana gelmiş ise, ölenin mirasçılarının mirasçılık sıfatını ispat edebilmesi için öncelikle mirasçılık belgesi (veraset ilamı) alması gereklidir. (Türk Medeni Kanunu md. 598)


ree

Yasal mirasçılardan biri, mirasçılık belgesini (veraset ilamını)

· Noterliğe veya

· Oturduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesine tek başına başvurarak alabilir.


Nüfus kayıtlarına göre yasal mirasçı olmayanlar, nüfus sicil müdürlüğüne ölüm belgesi bildirilemediği için nüfus kayıtlarında halen sağ görünen kişilerin mirasçıları, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayanlar veya çift vatandaşlık durumu olanlar, mirasçılık belgesini noterlikten isteyemez, bu hâlde mirasçılardan biri oturduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesine başvurabilir. (Noterlik Kanunu md. 71/B, HMK md. 11)


Mirasçılık sıfatının ispatı ve dolayısıyla mirasçılık belgesi, ölenin tarafı olduğu davaların takip edilebilmesi yanında ölümden itibaren dört (4) ay içinde yerine getirilmesi gereken veraset intikal vergisi beyannamesi için de gereklidir.


Mirasçılık belgesinin alınabilmesi için gerekli belgeler şunlardır:


· Eğer noterliğe başvuruluyorsa; başvuranın TC kimlik numarasının yazılı olduğu kimlik belgesi, yasal temsilcinin veya vekilin başvurması hâlinde temsilci olduğunu ispat eden belge (mahkeme kararı, vekâletname vs.)


· Eğer sulh hukuk mahkemesine başvuruluyorsa; dilekçe yanında başvuranın TC kimlik numarasının yazılı olduğu kimlik belgesi, ölenin nüfus kayıt örneği, ölüm belgesi, yasal temsilcinin veya vekilin başvurması hâlinde temsilci olduğunu ispat eden belge (mahkeme kararı, vekâletname vs.)


Dolayısıyla öncelikle ölümün nüfus siciline kaydı gereklidir. Nüfus siciline ölümün kaydı için ölüm olayı, ilgili yönetmeliğe göre düzenlenen ölüm belgesiyle on (10) gün içinde nüfus sicil müdürlüğüne bildirilir. Doğal afetlerde vali veya kaymakam tarafından görevlendirilen memurlar ölümü bildirmekle yükümlüdür.


Eğer kişinin cesedine ulaşılamamış ancak öldüğü düşünülüyorsa bu hâlde duruma göre ölümüne kesin gözle bakılan bir olayda kaybolduğu kabul edilerek “ölüm karinesi” hükümleri uygulanır. Ancak kişinin enkazdan sağ çıkmış olması ihtimal dahilinde ise bu hâlde “gaiplik” karinesi hükümleri uygulanır.


Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 32. maddesine göre “Bir kimse ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde kaybolursa, cesedi bulunamamış olsa bile müracaat edilen yerin mülkî idare amirinin emri ile ölüm tutanağı düzenlenerek ölüm olayı işlenir. Bu madde uyarınca işlem yapılabilmesi için ölüm karinesi bulunan kişinin alt veya üst soyundan bir kişinin ya da kardeşlerinin, bunlar yoksa mirasçılarının dilekçe ile başvurarak olayı belgelendirmeleri ya da yetkili makamların durumu resmî bir yazı ile nüfus müdürlüğüne bildirmeleri gereklidir” Böyle bir durumda öldüğü düşünülen kişinin altsoyundan veya üstsoyundan bir kişi, kardeşleri, yoksa mirasçıları nüfus müdürlüğüne herhangi bir süre geçmesini beklemeden yazılı olarak başvurabilir.


Eğer kişinin ölümüne kesin gözle bakılmıyorsa Türk Medeni Kanunu’nun 32. maddesine göre “Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir”. Dolayısıyla böyle bir du rumda mirasçı olabilecek kişiler kaybolan kişinin son yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesine en erken depremden itibaren bir (1) yıl sonra başvurabilir.


Altı (6) ay arayla iki kez ilan verildikten sonra kişinin yaşayıp yaşamadığı hakkında bilgi edinilemezse gaiplik kararı verilir ve ölüme bağlı haklar gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılır.


Depremde aynı aileden birden fazla kişinin ölmesi hâlinde, hangi aile üyesinin daha önce öldüğü tespit edilemezse, “birlikte ölüm karinesi” geçerli olur. Türk Medeni Kanunu’nun 29. maddesine göre “Birden fazla kişiden hangisinin önce veya sonra öldüğü ispat edilemezse, hepsi aynı anda ölmüş sayılır”. Aynı anda ölmüş sayılmaları hâlinde ölen kişiler bir birine mirasçı olamaz.


Eğer mirasçılar mirası reddetmek istiyorsa ölümden itibaren üç ay içinde ölenin son yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla ret hakkını kullanabilir. Eğer mirasçılar ölümü daha geç öğrenmişse süre ölümü öğrenmelerinden itibaren işler.

Türkiye Barolar Birliği Depremzedeler İçin Hukuk Rehberi’nden alıntıdır.

 
 
 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page